Krizin bizi bunalttığı bir zamanda gelecek hakkında bir yazı yazmak çok zor oluyor. Neden gelecek dedim? Çünkü mensubu olduğum bilişim sektörünün geleceğin belirlenmesinde en önemli rol oynayan sektör olduğunu düşünüyorum. Bu bir mesleki önyargı da değil. Artık herkesin farkına vardığı bir zorunluluk. Bu kanıma en büyük destek de TÜBİSAD’ın e-mail kutusuna düşen bir basın bülteninden geliverdi. TÜBİSAD (Bilişim Sanayicileri Derneği) olarak üyesi olduğumuz, merkezi Brüksel olan EICTA’dan (Avrupa Bilişim Sanayicileri Dernekleri Konfederasyonu) gelen bir basın bülteniydi bu. Başlık da Avrupa Komisyonu’nun başkanı Jose Manuel Barroso’nun bir demecinden alınmıştı : “Krizden çıkış dijitalleşme ile olacak”. Bunu “Krizin çıkışını bilişimde görüyoruz” diye anlamak mümkün.
İçinde yaşadığımız gibi derin krizler, sistemin var olan paradigma içindeki sınırlarına dayandığı zamanlar yaşanıyor. Böyle krizlerden çıkmak için artık yeni şeyler söylemek, farklı şeyler yapmak, kısacası yeni başlangıçlar yapmak lazım. ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ diye bir deyim var ya, işte öylesine bir başlangıç... Aslında inovasyon dedikleri de tam anlamıyla bu. Demek ki Avrupa’nın liderleri krizden çıkışın yenilenmede, yenilikçilikte ve verimi artırmada yattığını görmüşler. Umarım, bizler de görürüz... Bilişim bu yenilenmeyi tetikleyen, sürükleyen en önemli enstrümanlardan biri. Tüm sektörlerin, tüm ürünleri, tüm süreçlerin, kısacası hayatın her yerine nüfuz eden, yerleşen, hızlandıran bir teknoloji.
Globalleşen Dünya’da mal ve ve birçok hizmetin üretiminde olağanüstü verimlilik sağlandı. Çin’in ucuz emeğiyle sanayi malları ucuzladı, Hindistan’ın sunduğu ucuz emek ve bilişimin sağladığı olanakla “Dünya düzleşti”, hizmet sektörü olağanüstü gelişmeler gösterdi. Gelgelelim, bilgi toplumunun bilgi üretimi konusundaki verimliliği hala sağlanamadı. Bu konuyu ünlü yönetim gurusu Drucker çok güzel anlatır. Sınai malların üretimindeki verim artışı endüstri devriminin sağladığı makinalaşma ile değil, Taylor’un geliştirdiği seri üretim süreçleri ile artmıştır. Bir doktorun bir hastayı muayene etmesi, bir öğretmenin ilkokul öğrencilerine çarpım tablosunu öğretmesi, bir yöneticinin elemanlarını motive etme süreçlerindeki verim düzeyimiz, yüzyıl öncesi ile aynıdır hala. Bilgi toplumuna gittiğimiz yolda da yeni verimlilik sıçramalarına gereksinim var. Bunun nasıl başarılabileceğini de henüz bilemediğini söyler, bu çok ileri görüşlü yazar. Ancak “akıllı çalışma” diye bir kavram ortaya atar.
Bilgi toplumuna giden yolda daha “akıllı çalışmanın” (smart work) yollarını keşfetmek zorundayız.
Makina ile üretim yapmanın verimi tek başına artıramayacağını gördüğümüz gibi, bilişim araç ve gereçlerini kullanıp, işlerimizi yine eskisi gibi yaparak beklediğimiz verimlilik artışını sağlayamayız. Şu anda yaşadığımız kriz bu türlü bir krizdir. 21. yüzyılın gerçek ve uzun süreli büyümesi, bu krizi çözecek akıllı çalışma yöntemlerinin geliştirilmesi ve toplumun tüm aktörlerinin bunu kullanmasıyla sağlanacaktır. Telefonun sadece işe yarayabilmesi için en az iki kişide olması gerektiği gibi, bilişim devriminin de beklenen verim artışını sağlayabilmesi için uçtan uca sayısallaşmanın, herkesin sayısal dünyaya etkin katılımı zorunludur. Ticari işletmelerden diğer ticari işletmelere, tüketicilerden firmalara, yurttaştan devlete tüm etkileşimlerin yeniden düşünülmesi, tasarlanması kaçınılmazdır. Böylece bilişimin verimliliği nasıl sürekli bir şekilde artıracağı görülecektir.
Avrupa’da hemen her sektörde büyümenin duracağı ve küçülmenin yaşanacağı düşünülen 2009’da bilişim sektörünün en az %2 büyüyeceği tahmini işte bu kaçınılmazlık nedeniyle yapılmaktadır. Bilişim sektörü geleceğin sektörüdür. Bilgi teknolojilerinin, iletişimle bütünleştiğini gören bu sektör, medya ve içeriğin, belki ileride başka sektörlerin bilişim tanımı altına alınacağını görecektir.
Bilişim verimliliği artıran bir sektör olduğu gibi, yeni girişimciler için önemli şanslar sunan bir iş koludur. Bu kriz bilişimin sunduğu fırsatları inceleyebilmek için bir vesile olsun. İşlerimizden biraz uzaklaşıp, şöyle uzaktan bir bakalım. Barroso’nun ne demek istediğini bir kez daha düşünelim : “Kurtuluş bilişimde olacak”...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder